İran Filmleri

6 Ocak 2017 Cuma

Sî û Ba - Gölge ve Rüzgar Filmi

  •  Sî û Ba - Gölge ve Rüzgar Filmi



Yalnızca bir ağacı bulunan taşlık araziye sahip köyde, çocukların oyun alanları sadece bu ağacın gölgesidir. Ağaca salıncak kurmuş, gölgesinde de çamurdan oyuncaklar yapan çocuklardan birisi, annesi tarafından eline ekmek çıkını verilerek köyün dışında bir yerlere gönderilir. Ve orada kötü bir rüya görür... Arin İnan Arslan´ın ikinci kısa filmi olan ve geçtiğimiz günlerde kazandığı ödülle gündeme gelen Sî û Bâ - Gölge ve Rüzgar - adlı filmi, içerisinde barındırdığı birden fazla "kısa" ilklerle Kürt Sineması´nda öncü rolü oynayacak bir yönetmenin gölgesini yansıtıyor beyaz perdeye...
Filmi ilk izlediğimde söylediğim ilk cümle "bitmesin" olmuştu... Film hakkında yapılan yorumları okuduğumda Devrim Kılıç´ın da aynı cümleyi kullandığını gördüm. "´Keşke hiç bitmese´ diyor insan filmi izlerken. Bitmese de uykuya dalsam, sonra rüyalara, yaşamın ağırlığından kaçıp rüyalara sığınsam..."
Bir filmin bitmemesini neden ister insan? Sî û Bâ´nın bitmemesini neden istiyorduk… "Filmin bitmemesi rüyasında" dünyanın iki ucuna savrulmuş iki Kürt nasıl oldu da buluşmuştu… Sanırım bu soruların cevapları yönetmenin gerçek bir rüyayı, film karelerinde somutlaştırmış olmasından kaynaklanıyor. Filmi izlerken dikkatimi çeken birkaç noktadan birisiydi, sadece kadın, çocuk ve hayvanlar… Birde postallarıyla çamurdan adamları ezip geçen kişiler… İlk sembol buydu aslında… Filmde, genç kız ve erkekler ile "adamlar" yok… Yaşamın bütün yükü kadınların omuzlarında… Erkekler ve gençler bir yerlere gitmiş olmalı… Bu, bir anlamda bölgedeki durumu, Kürtlerin yaşadıklarını en net aktaran olgulardandı bence.. Çalışmaya, dağa ya da uzaklara gitmiş olmak… Kadın ve çocuklar ile hayvan ve postallardan oluşan bir dünya… Hiç de yabancısı olmadığımız, bölgenin şu anki halini aktaran en önemli unsurlardan, sembollerden birisi değil midir? Bir diğeri sembol diyalogun hiç olmaması… Film boyunca çocukların aralarında soru ve sorgusuz diyalogları belli belirsiz bir sahnede yer bulur kendisine… Ama onun dışında kocaman bir sessizlik var… Koyunlar, köpekler, kuşlar ve rüzgarın sesini duyarsınız... Konuşur, iletişim kurarlar ama insanların diyaloglarına rastlayamazsınız… Yönetmen diyaloglara "teknik" nedenlerle yer vermediğini söylemiş olsa da, filmde diyalog olmaması da yukarıda bahsettiğim gibi bölge gerçeklerini kanımca aktaran, bölgenin olgularından birisini "teknik eksiklik nedeniyle" beyaz perdeye taşınma başarısının göstergesidir… Siyah Beyaz çekilmiş olmasına rağmen film yine de bölge renkliliğini aktarmada da büyük bir başarı yakalıyor… Arin Arslan´ın sanatsal estetik anlayışı kendini gösteriyor… Çekim açılarıyla birlikte ışığı kullanmadaki ustalık Kürt insanının, özellikle kadınlarının renkli görsel zenginliğini olduğu gibi aktarma başarısını sağlıyor… Elbette ki çöl gibi bir dünyada çekilen, tek tük ağaçların olduğu bir köyde kameraya aktarılan "tablo gibi" çekim açıları filmi izlenir kılan en önemli unsurlardan. Burada, kadraj ve ayrıntı yakalamaktaki başarının yanında, yönetmenin belki "kısa film" olması kaygısıyla bu planları kısa kesmesi sanırım filmin eleştirilebilecek en önemli eksikliği… Seçilen bölümdeki hikaye bütün olarak aynı açıdan aktarılabilir olmasına rağmen, kısa kesilerek farklı açılara yönelinmiş. Elbette ki bu yönetmenin kendi tercihi ancak, çekimlerdeki başarıyı izleyicinin bir anlamda kursağında bırakıyor ve tam doyum sağlanmasını engelliyor. Kim bilir belki asıl başarı burada gizlidir… Her zaman için ulaşılamamak yada doyamamak insanları daha fazla kendisine çekmiştir… Şi u Ba´ya ilişkin olarak teknik anlamda söyleyebileceğim son iki nokta ise yönetmenin şaşırtan geçişleri ve oyunculuk başarısına dair… Arslan, bir filmde, bir çok konu ve hikayeyi bu gün var olan realiteyi tek karede aktarabilme başarısını göstermiş. Evin içerisinde oturan kadınlar ve bir ağlama sesi… Postalların ezdiği çamur adamlar, su birikintisine daldırılan beyaz naylon bidonlar, dökülen süt, -muhtemelen Erivan- radyodan dinlenen ve tüm köyü saran Kürtçe ezgi, ağacın altında çocuklar oynarken, kadraja girip çıkarak sallanan kız… Çocuk ve yaşlı kadınlar yılların sinema sanatçıları gibi oynadıkları rollerin hakkını tamamıyla teslim ediyorlar. Yoksa şunu mu söylemek daha doğru olur bilemiyorum… Filmde aslında oynamadılar. Yaşadılar ve Arslan onları filme aldı… Çünkü anlatılan onların hikayesiydi… Doğallıkları ve oyunculuk becerilerine mekansal doğal kültürel motifler de eklenince oyuncu mekan bütünlemesinde büyük başarı sağlanıyor… Başarı etmenlerini sayacaksak, mutlaka bunu da eklememiz gerekiyor… 15 dakikalık bir filmde aslında hiç de olamayacak kadar çok fazla yaşama dair ayrıntılar ve semboller buluyorsunuz… Filmi özel kılan nedenler de bütün bunların altında gizli… İnsanların yaşamlarında çözemedikleri sorunlarını, rüyalarında çözerek rahatladıklarını düşünüyorum… Bu biraz Freudcu yaklaşım belki, ama rüyalar ve hayaller, insanların bilinç altına attıkları, erteledikleri, öteledikleri, çözmedikleri yada çözemedikleri, kaçtıkları, kaçmak istedikleri olguların gelip kendisini bulması ve bununla hesaplaşmasıdır. Her bir görülen "rüya karesinin" görülme nedeni, bazen çok uzaklarda bırakılmış bir hatıradır, bazen de üzerine milyonlarca ton toprak yığılarak üstü kapatılmak istenmiş bir gerçeklik… Ama gerçek olunca, doğanın kuralları gereği ondan kaçışın imkanı yoktur. Arslan´ın filminde izlediğim her kare bir anlamda benim için "ardımda bıraktığım" bölgenin insan gerçekliğiydi. Sadece bir çocuk, bir kadın, köpek, koyun, postal yada ağaç olmaktan öte; her biri, bugün Kürt bölgesinde yaşayan milyonlarca yaşamı, bir rüya misali üzerine milyonlarca anlam yükleyerek izleyiciye aktarıyor… Bana göre Arin İnan Arslan´ın, "Gölge ve Rüzgar"inin başarısı bütün bu karelere, bütün bu anlamları yükleme ve bundan da izleyiciyi haberdar etmekte yatıyor. "Si u Ba´, kısa ama tek kelimeyle milyonlarca yaşamı içine sığdırmayı, izleyiciye aktarmayı başarmış başarılı bir Kürt filmi…


Yapım Tarihi: 2006
Süre:15-00
Formatı: MiniDv, Kürtçe, Sözsüz, Siyah-Beyaz
Yönetmen: Arin İnan ARSLAN
Senaryo: Arin İnan ARSLAN
Yapım Yönetmeni: Ruken SANSÜR
Görüntü Yönetmeni: Mehtap BAYER
Kurgu: Arin İnan ARSLAN
Ses: Arin İnan ARSLAN
Müzik: Mehmet ATLI
Asistanlar: Mediha İZGİ, Sinan YALVAÇ
Oyuncular: Zeliha IŞIK .... Nene Mediha İZGİ .... Anne Hamza SEVEN .... Çocuk Şevin SEVEN .... Kardeş



                                                                   Filmi İzlemek İçin Tıklayın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder